Yeni bir araştırmaya göre, Jüpiter tarafından Güneş çevresindeki yörüngesi değiştirilmiş olmasaydı Venüs bugün olduğu gibi sıcak, susuz bir cehennem olmayabilirdi.
Jüpiter, Güneş Sistemi’ndeki diğer tüm gezegenlerin toplamının iki buçuk katı kütleye sahip. Nispeten devasa olduğu için diğer gezegenlerin yörüngelerini bozma becerisine sahip.
Dev Gezegenlerin Olağan Davranışı
Jüpiter bir gezegen olarak oluşumunun başlarında, içerisinde diğer devler de dahil gezegenlerin oluştuğu diskle etkileşimler neticesinde Güneş’e yakınlaştı ve daha sonra uzaklaştı. Bu hareket dolayısıyla Venüs’ü de etkiledi.
Diğer gezegen sistemlerinin gözlemleri, oluşumdan kısa süre sonra benzer dev gezegen göçlerinin oldukça yaygın bir durum olduğunu gösterdi. Bunlar, Planetary Science Journal’da yayınlanan yeni bir çalışmanın bulguları arasında yer alıyor.
Bilim insanları, sıvı sudan yoksun olan gezegenlerin, bildiğimiz anlamda yaşama ev sahipliği yapmaya elverişsiz olduğunu düşünüyorlar. Venüs önceleri başka sebeplerden bir miktar su kaybetmiş ve her nedense kaybetmeye devam etmiş olsa da, astrobiyolog Stephen Kane’e göre Jüpiter’in hareketi büyük ihtimalle Venüs’ü şu anki yaşanmaz durumuna doğru olan yola itti.
Venüs’ün Kusursuza Yakın Çember Yörüngesi
Çalışmayı yöneten Kane, “Bugünün Venüs’üyle ilgili enteresan şeylerden birisi, yörüngesinin neredeyse kusursuz şekilde dairesel olması” diyor. “Bu projeyle birlikte, yörünge her zaman dairesel miydi ve eğer değilse sonuçları nelerdi keşfetmek istedim.”
Kane bu soruları cevaplamak için, tüm gezegenlerin herhangi bir zamandaki konumlarını ve birbirlerini farklı yönlerde nasıl çektiklerini hesaplayan, Güneş Sistemi’ni simüle eden bir model oluşturdu.
Bilim insanları bir gezegenin yörüngesinin ne kadar dış merkezli olduğunu, tamamen dairesel anlamına gelen 0 ve hiç dairesel olmayan 1 arasında ölçüyorlar. 0 ve 1 arasındaki sayı yörüngenin dış merkezliği (ya da eksantrikliği) olarak adlandırılıyor. Dış merkezliği 1 olan yörünge, yıldız çevresindeki bir dönüşünü bile tamamlayamaz ve bildiğiniz uzaya doğru fırlardı.
Önceden Yaşanabilirlik İhtimali Çok Daha Yüksek
Şu anda Venüs’ün yörüngesi 0,006’da ölçülüyor, bu da Güneş Sistemi gezegenleri arasındaki en dairesel yörünge. Ama Kane’in modeli, yaklaşık bir milyar yıl önce, Jüpiter muhtemelen Güneş’e daha yakınken, Venüs’ün 0,3’lük bir dış merkezliğe sahip olduğunu ve o zaman yaşanabilir durumda olması ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Kane’e göre “Jüpiter göç ederken Venüs ikliminde belirgin değişimler yaşamış, ısınıp daha sonra tekrar soğumuş ve gittikçe daha fazla suyu atmosferine kaybetmiş olmalı.”
Bilim insanları yakın zamanda, Venüs’ün üstündeki bulutlarda yaşamın varlığını işaret ediyor olabilecek bir gaz keşfederek epeyce heyecan yaratmışlardı. Bu gaz, fosfin, genel olarak mikroplar tarafından üretilir ve Kane gazın “koşullarında dramatik bir değişim yaşamış bir gezegende hayatta kalan son türü” temsil etmesinin mümkün olduğunu söylüyor.
Ama yine Kane, durumun bu olabilmesi için, Venüs son kez yüzeyde sıvı suya sahip olduğundan bu yana geçen kabaca bir milyar yılda, mikropların sülfürik asit bulutlarındaki varlıklarını sürdürmüş olmaları gerektiğini de belirtiyor. İmkansız değilse de düşünmesi zor bir senaryo.
“Gazı üretebilecek ve henüz keşfedilmemiş muhtemelen çok fazla başka süreç vardır.”
Sonuçta, Kane Venüs’e, bir zamanlar büyük ihtimalle yaşanabilir olan ama şimdi 460 dereceye ulaşan yüzey sıcaklıklarına sahip bir gezegenin başına ne geldiğini anlamanın önemli olduğunu belirtiyor.
“Venüs ve Dünya arasındaki farklılıklara ve Venüs’te neyin ters gittiğine odaklanıyorum, bu sayede Dünya’nın nasıl yaşanabilir olduğuyla bu gezegeni korumak için yapabileceklerimize dair daha fazla fikir edinebiliriz.”