Kepler Uzay Teleskobu Yüzlerce Yeni Ötegezegen Buldu

1447

NASA’nın Kepler uzay teleskobu ekibi, 219 adet yeni gezegen adayını tanıtan bir görev kataloğu yayınladı. Bunlardan 10 tanesi Dünya’ya yakın boyutlarda ve yıldızlarının yaşanılabilir bölgesinde, yani yıldızdan sıvı suyun karasal bir gezegenin yüzeyinde birikebileceği uzaklık aralığında bulunuyorlar.

Bu çizim ötegezegenlerin aile ağacını gösteriyor. Gezegenler ön gezegen diskleri veya propilit adı verilen dönen gaz ve toz disklerinden doğar. Bu diskler, Jüpiter benzeri dev gezegenlerle birlikte çoğunlukla Dünya ve Neptün arası büyüklüklerde olan küçük gezegenleri de ortaya çıkarır. W. M. Keck Gözlemevi ve NASA’nın Kepler görevinin verilerini kullanan araştırmacılar bu küçük gezegenlerin iki ayrı büyüklük grubuna ayrılabileceğini keşfettiler: kayalık Dünya benzeri gezegenler ve süper-Dünyalar ve de gazlı mini-Neptünler. (NASA/Kepler/Caltech-T. Pyle)

Bu, Kepler’in ilk dört yıllık verilerinden ötegezegen adayları için en kapsamlı ve detaylı katalog yayını. Aynı zamanda uzay aracının gökyüzünde Kuğu (Cygnus) takımyıldızında izlediği bölge için de son katalog.

NASA Ötegezegen Arşivi’nde bulunan verilerden üretilen bu kataloğun yayınlanmasıyla birlikte, artık Kepler tarafından belirlenen 4,034 gezegen adayı bulunuyor. Bunlardan 2,335 tanesi ötegezegenler olarak doğrulandı. Kepler tarafından tespit edilen neredeyse 50 Dünya benzeri boyutlu yaşanabilir bölge adayının ise 30’dan fazlası doğrulandı.

W. M. Keck Gözlemevi ve NASA’nın Kepler görevinin verilerini kullanan araştırmacılar gezegen boyutlarının dağılımında, Kepler tarafından şu ana kadar keşfedilen gezegenlerin çoğunun iki ayrı boyut sınıfına ait olduğunu gösteren bir boşluk keşfettiler: kayalık Dünyalar ve süper-Dünyalar (Kepler-452b gibi) ve de mini-Neptünler (Kepler-22b gibi). Bu histogram , Dünya’ya göre gezegen boyutunun bir fonksiyonu olarak her 100 yıldız başına düşen gezegen sayısını gösteriyor. (NASA/Ames/Caltech/University of Hawaii-B. J. Fulton)

Ayrıca, Kepler verilerini kullanan sonuçlar, küçük gezegenler için belirgin iki gruplama öneriyor. Her iki sonuç da yaşam arayışı için önemli çıkarımlara sahip. Son Kepler kataloğu, gezegenlerin galaksideki yaygınlığı ve demografisini belirlemek üzere daha fazla çalışma yapmak adına bir temel görevi görürken, belirgin iki gezegen popülasyonunun keşfi, galaksi içerisinde bilgimiz olan gezegenlerin yaklaşık yarısının ya bir yüzeye sahip olmadığını, ya da derin, ezici bir atmosferin altında, yaşam bulundurması pek olası olmayan bir çevrede bulunduğunu gösteriyor.

Bu diyagram gezegenlerin nasıl birleştiğini ve iki ayrı boyut sınıfına ayrıldığını tasvir ediyor. İlk olarak, küçük parçalardan gezegenlerin kayalık çekirdekleri oluşuyor. Daha sonra gezegenlerin kütle çekimi hidrojen ve helyum gazını çekiyor. Son olarak gezegenler yıldız ışığıyla “pişiriliyor” ve bir miktar gaz kaybediyor. Belirli bir kütle eşiğinde gezegenler gazlarını tutuyor ve gazlı mini-Neptünler oluyorlar; bu eşiğin altında ise gezegenler tüm gazlarını kaybederek karasal süper-Dünyalar haline geliyorlar. (NASA/Kepler/Caltech-R. Hurt)

Bulgular Pazartesi günü NASA Ames Araştırma Merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında sunuldu.

NASA’nın Bilim Görevi Direktörlüğü’ne bağlı Astrofizik Departmanı’ndan Kepler programı bilim insanı Mario Perez “Kepler veri seti, bu yakın Dünya benzerlerinin, Dünya ile neredeyse aynı boyuta ve yörüngeye sahip gezegenlerin bir popülasyonunu içeren tek olmasıyla eşsiz” diyor. “Galaksideki sıklıklarını anlamak, başka bir Dünya’yı doğrudan görüntüleyecek gelecek NASA görevlerini tasarlamaya yardımcı olacak.”

Tüm bu dünyalar Samanyolu galaksimizin içerisindeki Kuğu Takımyıldızı’na yakın gökyüzü parçasında bulundu. Kepler 2009 ile 2013 arasında bölgedeki 200,000’den fazla yıldızı inceledi. Yeni 219 gezegen adayı, Kepler’in bugüne kadar belirlediği 4,000’den fazla gezegen adayı ve 2,300 doğrulanmış gezegenden bir kısmı.

Kepler uzay teleskobu gezegenleri, bir yıldızın parlaklığında, önünden bir gezegen geçtiğinde meydana gelen çok küçük düşüşleri tespit ederek arıyor.

Bu, ana görevinin ilk dört yılı sırasında Kepler gözlemlerinden elde edilen tüm veri setinin yeniden işlenmesiyle bir araya getirilen Kepler aday kataloğunun sekizinci yayınlanışı. Bu veriler bilim insanlarının, galaksinin gezegen demografisini, Dünya boyutunda karasal cisimlerden Jüpiter boyutunda gaz devlerine kadar hangi gezegen popülasyonlarının oluşturduğunu belirlemesine imkan sağlayacak.

Su bildiğimiz anlamıyla yaşamın anahtar bileşeni. Yeni gezegen adaylarının pek çoğu kalın bir hidrojen ve helyum atmosferiyle çevrilmiş küçük kayalık çekirdeklere sahipler gibi ve bazılarının okyanus dünyaları olduğu düşünülüyor. Bu, bu gezegenlerin muhakkak suyla dolu olduğu anlamına gelmiyor ama hayal kurabiliriz, değil mi?

Ekip çok sayıda gezegenin gözden kaçırılmadığından emin olmak için veri seti içerisine kendi temsili gezegen transiti sinyallerini soktular ve kaç tanesinin doğru şekilde gezegen olarak tanımlandığını belirlediler. Daha sonra, bir gezegenden gelmiş gibi görünen, ama gerçekte yanlış sinyaller olan veriler eklediler ve analizin bunu hangi sıklıkla gezegen adaylarıyla karıştırdığını kontrol ettiler. Bu işlem, Kepler ekibinin veri işleme yöntemleriyle hangi tiplerde gezegenlerin fazla sayıldığını hangilerinin az sayıldığını gösterdi.

SETI Enstitüsü’nden Kepler araştırma bilim insanı ve katalog çalışmasının başyazarı Susan Thompson şöyle diyor: “Bu dikkatle ölçülen katalog, astronominin en zorlu sorularından birisini cevaplamak için temel oluşturuyor: galakside kendi Dünyamıza benzer kaç tane gezegen var?”

Bir araştırma grubu, binlerce gezegenin kesin ölçümlerini yapmak için Kepler verilerinden faydalandı ve iki belirgin küçük gezegenler grubu ortaya çıkardı. Ekip karasal, Dünya boyutunda gezegenler ve Neptün’den daha küçük gazlı gezegenlerin boyutları arasında açık bir ayrım buldu. Bu iki gruplama arasında çok az sayıda gezegen bulunabildi.

Kepler uzayın farklı bölgelerinde gezegenleri aramaya devam ediyor!

Grup, 2,000 Kepler gezegeninin yarıçaplarını üstün isabetle belirlemek adına Hawaii’deki W. M. Keck Gözlemevi’ni kullanarak Kepler görüş alanındaki 1,300 yıldızın boyutlarını ölçtü.

Hawaii Üniversitesi’nden doktora adayı ve ikinci çalışmanın başyazarı Benjamin Fulton “bu çalışmayla ilgili, biyologların yeni canlı türlerini tanımlamasıyla aynı şekilde gezegenleri sınıflandırmak olarak düşünüyoruz” diyor. “İki belirgin ötegezegen grubu bulmak, memeliler ve sürüngenlerin bir aile ağacındaki iki dalı oluşturduğunu keşfetmek gibi.”

Öyle görünüyor ki doğa karasal gezegenleri Dünya’dan genelde yaklaşık yüzde 75 kadar daha büyük yapıyor. Bilim insanlarının henüz anlayamadığı nedenlerden ötürü bu gezegenlerin aşağı yukarı yarısı, boyutlarını dramatik şekilde büyüten az miktarda hidrojen ve helyum edinerek “boşluktan sıçrıyor” ve Neptün’ün boyutlarına yakın olan popülasyona katılıyor.

Kepler uzay aracı uzatılmış görevinde gökyüzünün yeni bölgelerinde gözlemler yapmaya devam ederek gezegenler arıyor ve uzak yıldız kümelerinden yedi Dünya boyutlu gezegen sistemi TRAPPIST-1 gibi cisimlere kadar bir dizi ilginç astronomik cismi inceliyor.