Son çalışmalar gösteriyor ki, patlayan en güçlü yıldızlar, yaşamlarını sonlandırırken beklenmedik yerlerde belirebiliyor. Yeni bir çalışmada bilim insanları, süper parlak “asi” süpernovaların “ağır metal” bölgelerinde, hidrojen ve helyumdan daha ağır elementleri kullanarak ortaya çıktığını belirtiyor.

Süpernovalar, dev yıldızların yakıtlarının tükenmesinin ardından yıldızın içe çöküşüyle gerçekleşiyor ve dev yıldız ev sahibi olan galaksisini sönük bırakacak bir patlama yaratıyor. Geçtiğimiz on yılda binlerce süpernova patlaması gerçekleşti ancak bunlardan sadece 50 kadarı, bilinen süpernovalardan 100 kat daha parlak olan “süper parlama” oluşturabildi.

23 Mayıs 2017’de Avrupa Uzay Ajansı’na ait Gaia uydusu tarafından gözlenen, SN 2017egm olarak isimlendirilen bir süpernova dikkatleri üzerine çekti. Eğer bu patlama Samanyolu Galaksisi’nde olsaydı, Yer’den dolunay kadar parlak görülecekti.

Şekilde süper parlak süpernova SN 2017egm’nin gücünün kaynağı tasvir ediliyor. Süpernovanın artıkları mavi renkte, dev yıldızın çökmeyle dönüştüğü magnetar ise kırmızı renkte gösteriliyor. Süpernova artıklarının merkezdeki magnetarla etkileşimi sonucu süper parlak yapıya dönüştüğü ifade ediliyor. Görsel: M. Weiss/CfA

SN 2017egm yalnızca süper parlak değil, aynı zamanda “süper yakın”, sadece 420 milyon ışık yılı ötede, bu türde gözlenmiş olan diğer süpernovalardan bize 3 kat daha yakın konumda bulunuyor.

Daha da garip olan ise, bu süpernova hidrojen ve helyumdan daha ağır elementlerin (bu elementler astronomide “metaller” olarak bilinir) bolluğunun yüksek olduğu spiral bir galakside yer alıyor. SN 2017egm’ye kadar, bu türden süper parlak süpernovaların düşük metal içeren, cüce galaksilerde yer aldığını biliniyordu.

Bu çalışma astronomlara ilk defa, metalce zengin bir bölgede ve geniş spiral bir galakside patlayan süper parlak bir süpernovanın varlığını gösteriyor. Yani böyle bir süpernova patlamasının oluşması için metal eksikliği astronomların düşündüğü kadar önemli olmayabilir.

Cambridge, Massachusetts’te bulunan Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden çalışmaya liderlik eden Matt Nicholl, süper parlak süpernovaların, süpernova dünyasının halihazırda rock yıldızları olduğunu belirtti. “Bu türden süpernovaların bir kısmının, söz gelimi ‘heavy metal’ sevdiğini ve Samanyolu galaksimiz gibi galaksilerde patladığını biliyoruz” dedi. Nicholl ve ekibi, SN 2017egm’yi 18 Haziran 2017’de 152 cm’lik bir teleskopla, Arizona’da bulunan Fred Lawrence Whipple Gözlemevi’nde gözlediler.

Araştırmacılar ayrıca SN 2017egm’nin neden bu kadar parlak olduğunu da araştırdı. Süpernovanın, merkezinde oluşan “magnetar” (çok hızlı dönen bir nötron yıldızı, ölü yıldız kalıntısı) tarafından güçlendirilmiş olabileceği sonucuna ulaşıldı. Bu gibi büyük yoğunlukta parlamalara, dönen nötron yıldızlarının, süpernovanın üzerinden ayrılan genişleyen gazı ısıtması neden olabilir.

SN 2017egm diğer süper parlak süpernovalar ile manyetik özellikleri paylaşıyor ancak araştırmacılar, farklılıklara sahip olduğunu ve SN 2017egm’nin yeni bir tür süpernova keşfi olduğunu belirtiyor.

Örneğin, SN 2017egm, patlamadan önceki evresinde kütle kaybettiği için, türdeşlerine göre süpernova sırasında daha az kütle atmış olabilir. Ayrıca SN 2017egm magnetarının dönme hızı olması gerekenden daha az olabilir.

Süpernovanın Güneş’e oldukça yakın olması, onu şu an astronomlar için görünmez kılıyor fakat iki aydan daha fazla süren bilinmezliğin ardından 16 Eylül’de yeniden belirecek.

Araştırma The Astrophysical Journal Letters’da yayınlandı ve online olarak arXiv.org’dan erişilebilir.