Güneş’in Uzun Süredir Kayıp Olan Bir İkizi Olması Mümkün

Görünüşe göre Nemesis gerçek, kötü şöhretini hak etmiyor olsa da.

626

Bazı bilim insanları on yıllar boyunca Güneş’in, kütle çekimiyle kuyruklu yıldızları periyodik olarak normal yörüngelerinden çıkarıp Dünya’ya doğru iten bir yoldaşı olduğunu düşündüler. Bu fikre göre bunun sonucunda meydana gelen çarpışmalar, yıldızın farz edilen takma ismi olan Nemesis’i açıklar şekilde kitlesel yok oluşlara sebep olmuştu.

Perseus moleküler bulutunun tozlu diski içerisinde oluşmakta olan bir üçlü yıldız sisteminin Şili’de bulunan Atacama Büyük Milimetre/milimetrealtı Dizisi ile elde edilmiş radyo fotoğrafı. (Bill Saxton, ALMA (ESO/NAOJ/NRAO), NRAO/AUI/NSF)

Şimdilerde yeni bir çalışma, neredeyse bütün Güneş benzeri yıldızların yoldaşlarıyla birlikte doğduğunu söylüyor ve Nemesis’in varlığıyla ilgili fikri güçlendiriyor.

Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacı astronom ve çalışmanın yazarlarından Steven Stahler yaptığı açıklamada “diyoruz ki evet, muhtemelen bir Nemesis vardı, çok uzun zaman önce” diyor.

Ama yeni bulgular Nemesis’i bir katil olarak resmetmiyor: çalışmanın üyeleri, kardeş yıldızın muhtemelen milyarlarca yıl önce Güneş’ten koptuğunu ve Samanyolu Galaksisi’nin yıldız topluluğu içerisine karışıp kaybolduğunu söylüyor.

Perseus moleküler bulutunun yoğun çekirdeğinin içerisinde oluşmuş çok genç, yaşı yaklaşık 1 milyon yıldan daha az bir çift yıldız sisteminin radyo fotoğrafı. (SCUBA-2 survey image by Sarah Sadavoy, CfA.)

Güneş’in, üç yıldıza ev sahipliği yapan en yakın komşusu Alfa Centauri gibi çok yıldızlı sistemler, Samanyolu’nun her yanında yaygınlar. Aslında yakın zamanda yürütülen bilgisayar simülasyon araştırması, tamamı değilse bile çoğu yıldızın yoldaşlarıyla birlikte doğduğunu gösteriyor.

Yeni çalışma bu varsayımı gözlemsel teste de tabi tutuyor. Stahler ve Smithsonian Astrofizik Gözlemevi’nden baş yazar Sarah Sadavoy, Perseus moleküler bulutunu, Dünya’dan yaklaşık 600 ışık yılı uzaktaki büyük bir yıldız oluşum bölgesini incelediler.

Perseus bulutunun, New Mexico’daki Çok Büyük Sıra (VLA) ve Hawaii’deki James Clerk Maxwell Teleskobu’yla radyo gözlemleri, (çoğu çift olan) 24 çoklu yıldız sistemindeki 55 genç yıldızla birlikte 45 tek yıldız sistemini ortaya çıkardı.

Stahler “burada önemli olan, gerçek genç yıldızlarla onları üreten bulutların ilişkisine daha önce hiç kimsenin sistematik olarak bakmamış olması” diyor.

Sadavoy ve Stahler, gözlenen bütün “geniş çift” sistemlerinin, araları en az 500 astronomi birimi (AB) açık olanların, hepsinin çok genç olduğunu buldular. Araştırmacılara göre daha yaşlı çift sistemleri daha kompaktlardı. (Bir astronomi birimi Dünya-Güneş arası ortalama mesafe, yaklaşık 150 milyon kilometredir).

Hubble Uzay Teleskobu’ndan bu kızılötesi fotoğraf, iki yıldız etkileştikçe ışık atımları yayınlayan bir çift yıldız olduğu düşünülen parlak, pervane şeklinde bir cisim (sağ altta) içeriyor. İlkel çift sistemi Perseus moleküler bulutunda yer alıyor. (J. Muzerolle (STScI)/NASA/ESA )

İki araştırmacı daha sonra ne gördüklerini daha iyi anlamak için modelleme yaptılar.

Stahler “Perseus moleküler bulutundaki tüm ayrıklıklardaki genç tek yıldızların ve çiftlerin göreceli nüfuslarına bir açıklama getirebilir miyiz görmek için bir dizi istatistik model oluşturduk” diyor. “Ve veriyi tekrar oluşturabilen tek model, içerisindeki tüm yıldızların başlangıçta geniş çiftler şeklinde oluştuğuydu. Bu sistemler daha sonraki bir milyon yıl içerisinde ya büzülüyorlar ya da parçalanıyorlar.”

İkilinin belirlediğine göre aslında yeni doğmuş çift yıldızların büyük bölümü, yaklaşık yüzde 60’ı, sonunda ayrılıp kendi yollarına gidiyorlar. Yeni çalışma muhtemelen Nemesis ve Güneş’in de kaderinin böyle olmuş olduğunu öne sürüyor.