Nasıl yani? Artık Duygusal Biri Değil miyim?

Yazının başında belirtmeliyim ki, kimsenin inancını ya da eğlence anlayışını eleştirmiyorum. Tabi ki her birey dilediğini düşünmekte ve o fikrin ardına düşmekte hürdür. Ancak yine belirtmeliyim ki; aşağıdaki satırlar fikirleri ve inançları değil, yalnızca gerçeği yansıtıyor olacak. Çünkü toplumlara bir savı kabul ettirmek istiyorsanız bunu ispatlamalısınız.

Son günlerde sosyal medyayı sarsıp ana haber bültenlerine kadar taşınan bu tartışmanın kaynağı, NASA’nın yayınladığı bir habere dayanıyor. Haberi duyan gerek astronomi, gerekse astroloji meraklıları Google satırlarını doldurmaya başladı. Konu Twitter’da TT (Trend Topic) oldu. Gelen yorumlar ise düşündürücüydü.

Astrologlar ve Astronomlar Çatışıyor!

Sabah gazetesine ait haber girişinde de denildiği gibi burçlar konusu bilindiği üzere astrolog ve astronomların tartışma noktasıdır. Bir bilim insanı ve astronom (ya da gökbilimci) olarak bu yazıyı bu konudaki bilgim ışığında sizleri aydınlatmak amacıyla yazıyorum ve bunu bilime hizmet eden bir birey olarak görev biliyorum. Astronomi ve astroloji çatışamaz, çünkü birisi somut kanıtlar sunan beşeri bilimlerin bir dalı, diğeri ise tarihte gökbiliminin doğmasına neden olmuş ve günümüzden yüzyıllar önce çürütülmüş bir kehanet dalıdır.

Güvenin bana, hiçbir astrolog sizlere tüm bildiğini anlatarak mantıklı ve deneysel, gözlemsel, istatistiksel açıklamalar sunarak öngörülerini anlatmaya çalışmaz. Yalnızca bir bilinmezlik perdesi yaratıp arkasına saklanır. Siz de perdenin arkasını göremediğiniz için astrolog perdenin arkasını nasıl tasvir ederse ona itibar edersiniz.

Fakat bilim anlatır. Ancak ne kadar tuhaftır ki insanlar size somut kanıtlar sunan bilim camiasına değil, bizlerden öğrendikleri teknik ve ilk duyulduğunda sokaktaki insana anlaşılmaz gelebilecek olan terimleri, üstünden tutmaca savuran, hatta daha da ileriye gidip fizik yasalarını bile kendilerine uyduran bir grup sömürücüye inanmayı tercih ediyor (Bu inanç, psikoloji alanında bir araştırma konusu olarak dahi inceleniyor).

Bir defasında bir astroloğun, tıpkı Ay’ın çekim etkisiyle okyanuslardaki suları hareket ettirmesi gibi yıldızların kütle çekim kuvvetinin de size etki ettiğini söylediğini duydum. Güvenin bana, yanınızda oturan 60 kiloluk bir arkadaşınız size daha çok etki eder. İki cismin birbirine uyguladığı kütle çekim kuvveti, cisimler arasındaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Yani uzaklık arttıkça cisimlerin birbirlerine uyguladıkları kuvvet azalacaktır. Peki gökyüzündeki o yıldızlar bize ne kadar uzakta dersiniz?

Bize en yakın yıldız olan Alfa Centauri, 4.2 ışık yılı (1 ışık yılı 10 trilyon km) uzaklıkta. Yani bu demektir ki ışık hızıyla (saniyede 300.000 km ile) dahi gitseniz oraya varmanız 4.2 yıl sürer. Örneğin Boğa Takımyıldızı’nın gözü olarak geçen Aldebaran yıldızı, bize 65 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor.

Evet sömürücüler, çünkü onlar sizlerin bilmediği konular üzerinden güveninizi kazanacak bir otorite yaratıp para kazanmayı amaçlıyorlar ve bunda da gayet başarılılar. Oysa bilimin sıcak ve çamurla sıvanamayacak kadar parlak güneşi size bilgiyi satmaz, pazarlamaz ve sizi olmadık eğilimlere sürüklemez.

Size paranızı bu hafta hangi kura yatırmanız gerektiğini söyleyen, duygusal olacağınızı ve çevrenizdeki insanlara güvenmemenizi, belki de sevgilinizin, eşinizin sizi aldatıyor olabileceğini söyleyen insanların sizlere bir kanıt göstermesi gerekir. Hatta birçok kanıt! Ve bu kanıtları istemeyerek sorgusuz sualsiz inanarak aslında şapkanızı önünüze koyup düşünme sırası biraz da sizde.

Eğer bilim insanları size satın alacağınız evin güvenilir olmadığını söylüyorsa, biliniz ki evin temeli, kolonları ve mimarisi ile ilgili birçok teste tabi tuttuktan sonra söyler. Ya da bir akarsuyun içine karışmış kimyasalların tarlanızı suladığınızda mahsüllerinize zarar vereceğini söylüyorsa. Hadi daha sosyal bir örnek verelim, uzun süredir çevrenizdeki insanlarla çok tartışıyorsanız belki de bunun yanlış beslenme alışkanlığına dayalı uyku bozukluğundan kaynaklanıyor olabileceğini söyler. Bilim bir problemi olabilecek tüm yönleriyle inceler ve tek tek seçenekleri çürüterek size yalnızca gerçek olanını söyler.

Bu sebeple; astrologlar ve astronomlar arasındaki fark, bugün modern tıbbın çaresini bulup tedavi edebildiği epilepsi (sara) hastalarına tarihte nöbet geçirdikleri sırada cadı ya da efsunlu denilmesinden daha öteye gidemez. İşte bu yüzden astrologlar ve astronomlar çatışamaz.

Peki Nedir Bu Burçlar? Nereden geldiler?

Gözümüzün derinlik algılama yeteneği yoktur. Bu nedenle bütün gök cisimlerinin bize aynı uzaklıkta olduğunu sanırız. Takımyıldızlar; birbirleriyle fiziksel olarak hiçbir etkileşimde bulunmayan, çekimsel olarak birbirlerine bağlı (yani Ay’ın Dünya’nın çekim etkisinde olması gibi) olmayan, yalnızca “sizin bakış doğrultunuza göre” birbirlerine yakın olan yıldız gruplarıdır.

Şekilde Avcı takımyıldızının Yer'den bakıldığında nasıl göründüğü düzlemde gösteriliyor. Eğer bakış açımızı 90 derece değiştirebilseydik bu şekilde görecektik. Yıldızların hepsi bize çok uzak olduğu için bir düzlem üzerinde yan yanaymış gibi görüyoruz.
Şekilde Avcı Takımyıldızı’nın Yer’den bakıldığında nasıl göründüğü düzlemde gösteriliyor. Eğer bakış açımızı 90 derece değiştirebilseydik bu şekilde görecektik. Yıldızların hepsi bize çok uzak olduğu için bir düzlem üzerinde yan yanaymış gibi görüyoruz.

 

Takımyıldızlar aslında basitçe gökyüzünü haritalandırma şeklidir, hepsi bu. Hepsi çok uzakta olduğu için birbirinden ayırt edilemez görünen onca yıldızı şekillere benzeterek gruplandırma sistemi. Tüm bunlar yer yön bulma ve gökyüzündeki değişimleri takip etme isteğinden doğmuştur. Tabii geçmişte insanlığın başına gelen iyi ya da kötü olayların gökyüzüyle ilişkilendirilme araştırması da var. Örneğin Nil Nehri’nin ne zaman taşacağını bilirseniz bir felaketi önleyebilirsiniz.


 

 

Geçmişte çevresel yapının ve teknolojinin olmayışını düşünürsek aslında bu çok mantıklı bir harekettir, çünkü referans alabileceğiniz hiçbir şey yokken yönünüzü gökyüzüne bakarak bulabilirsiniz. Bugün açık denizde GPS sistemleriniz bozulsa kullanabileceğiniz en güvenilir yöntem yine gökyüzü olacaktır.

Şekilde merkezdeki sarı küre yıldızımız Güneş'i mavi küreler haziran ve ağustos aylarında Yer'in Güneş etrafındaki yörüngesi üzerindeki konumunu temsil etmektedir. Zodyak kuşağı üzerindeki sarı küreler ise Yer'den o tarihte bakılda Güneş'in izdüşümünün hangi takımyıldız üzerinde olduğunu gösteriyor.
Şekilde merkezdeki sarı küre yıldızımız Güneş’i, mavi küreler Haziran ve Ağustos aylarında Yer’in Güneş etrafındaki yörüngesi üzerindeki konumunu temsil etmektedir. Zodyak kuşağı üzerindeki sarı küreler ise, Yer’den o tarihte bakıldğında Güneş’in izdüşümünün hangi takımyıldız üzerinde olduğunu gösteriyor.

Tüm gökyüzünde bilinen 88 takımyıldızı var. Ancak sadece 13 tanesi Zodyak kuşağında yer alıyor. Zodyak kuşağı; Yer’in Güneş etrafında ki 1 tam turu (1 yıl) sırasında, Yer’den bakıldığında Güneş’in izdüşümünün üzerinde gezindiği takımyıldızların oluşturduğu kuşaktır. Siz yeryüzünde doğduğunuzda, o tarihte Güneş’in izdüşümü hangi takımyıldızın üzerinde ise sizin burcunuz odur. Fakat Güneş’in izdüşümünün 1 yıl içinde üzerinde gezdiği takımyıldız sayısı 12 değil 13’tür.


 

 

Zodyak kuşağında Yılancı Takımyıldızı
Zodyak kuşağında Yılancı Takımyıldızı

 

Babiller

 

Ancak günümüzden 3.000 yıl kadar önce Mezopotamya topraklarında yaşamış ve gelişmiş bir uygarlık olan Babil halkı, gökyüzünü inceleyerek Ay’ın evrelerine dayanan bir takvim elde ettiler ve bir yılın 12’ye bölündüğü takvime, Zodyak kuşağı takımyıldızlarının 12’sini uyarladılar. Böylece 13. takımyıldız olan Yılancı dışarıda bırakılmış oldu.

 

 

180px-gyroscope_precession
Yer’in presesyon hareketi

Bunun yanı sıra takımyıldızlar bundan 3.000 yıl önce Babil halkının izlediği tarih aralıklarına sahip değiller. Çünkü gökyüzü, Yer’in presesyon (topaç) hareketi nedeniyle değişim gösterir. Anlaşıldığı üzere aslında tüm takımyıldızlar, Zodyak kuşağı ve burçlar, bir bakış doğrultusu meselesidir. Bakış doğrultunuz değişirse (gökyüzüne evrenin başka bir yerinden bakabilseydik eğer) aynı takımyıldızının bambaşka bir şekle sahip olduğunu görürdünüz. Nispeten, bulunduğunuz yerden gökyüzünü izlerken de değişiyor aslında.

M.Ö. 3.000 yılında Yer’in kuzey kutbu Ejderha Takımyıldızı’na ait Thuban yıldızını gösteriyordu. Bugün ise Polaris’i işaret ediyor. Yine M.Ö. 12.000 yılında Vega’yı gösterirken gelecekte, 14.000 yılında kutup yıldızımız tekrar Vega olacak. Bu ne demek?

Yer yaklaşık olarak 26.000 yılda bir aynı noktayı işaret eden bir topaç salınımı yapıyor. Bu nedenle, Babil halkının izlediği gökyüzü ile aynı gökyüzüne bakmıyoruz. Babilli astronomlara göre 4 Ağustos tarihinde doğan bir kişi aslan burcuysa, şimdi yengeç burcudur. Ne yani şimdi siz karakter mi değiştirdiniz? Geleceğinizde başarılı biri olmak varken burcunuz sizi başarısızlığa mı itti?

Astrolojiyi asılsız kılan bir başka gerekçe ise takımyıldızlarının her birinin eşit sayıda yıldız içermemesi ve yıldızların her takımyıldızda birbirlerine eşit uzaklıklarda olmaması. Yani her takımyıldız gökyüzünde eşit alanlarda yer kaplamaz. Bu demek oluyor ki; Güneş’in izdüşümü, Zodyak kuşağı takımyıldızlarının her birini eşit sürelerde taramaz. Örneğin; Güneş, Aslan Takımyıldızı’nı 37 günde tararken, Akrep’de sadece 6 gün kalır.

Burçlar Astrolojiye Göre Tarihler (Geçersiz Tarihler) Astronomiye Göre Tarihler (Gerçek Tarihler)
KOÇ 21 Mart – 20 Nisan 19 Nisan – 13 Mayıs
BOĞA 21 Nisan – 21 Mayıs 14 Mayıs – 19 Haziran
İKİZLER 22 Mayıs – 22 Haziran 20 Haziran – 20 Temmuz
YENGEÇ 23 Haziran – 22 Temmuz 21 Temmuz – 9 Ağustos
ASLAN 23 Temmuz – 22 Ağustos 10 Ağustos – 15 Eylül
BAŞAK 23 Ağustos – 22 Eylül 16 Eylül – 30 Ekim
TERAZİ 23 Eylül – 22 Ekim 31 Ekim – 22 Kasım
AKREP 23 Ekim – 21 Kasım 23 Kasım – 29 Kasım
YILANCI                        YOK 30 Kasım – 17 Aralık
YAY 22 Kasım – 21 Aralık 18 Aralık – 18 Ocak
OĞLAK 22 Aralık – 21 Ocak 19 Ocak – 15 Şubat
KOVA 22 Ocak – 19 Şubat 16 Şubat – 11 Mart
BALIK 20 Şubat – 20 Mart 12 Mart – 18 Nisan

İşte bu nedenle astrologların savunduğu burç tarihleri de asılsızdır.


“Ama gerçekten de tutuyor, benim burcum balık ve ben çok duygusalım…”


Bilim dünyası asla bir konuyu tamamiyle araştırmadan ve kanıtlar bulmadan onu yalanlamaz ya da doğrulamaz. Merak etmeyin, astrologların söylediklerini de araştırdık. Hem de üniversitelerde. Bu konu üzerine istatistik olarak birçok çalışma yapıldı ve görüldü ki ne meslek gruplarının ne de insan karakterlerinin sizin doğum tarihinizle hiçbir ilgisi yok.

Bu tamamiyle psikolojik bir durum ve algıda seçicilik. Başlıktaki sava doğru diyebilmeniz için pek çok grup insanı incelemeniz ve aynı sonuca ulaşmanız gerekir. Hatta bu grup insanlar birçok milletten, farklı meslek gruplarından, farklı etnik kökenlerden, hatta farklı gelir seviyesine sahip insanlardan olmak zorundadır. Bilimsel araştırma yöntemlerinde buna karşılaştırmalı grup yöntemi adı verilir. Resmin bütününe bakacak olursanız, burçlara atfedilen karakter özellikleri aslında ortalama olarak her insanda bulunan özelliklerdir. Çünkü ortalama olarak her insan duygusaldır, hırslıdır ya da karamsardır vs.

Yine başka bir noktaya değinecek olursak, eğer astrologların kehanetleri gerçekse evrensel olmalıdırlar. Yani yeryüzündeki tüm insanlık için geçerli olmalıdır. Ancak böyle değil hatta o aslan burcu liderdir, balık burcu duygusaldır kalıpları dahi aynı değildir. Çünkü insan karakteri ve psikolojisi üzerinde yaşadığı coğrafyaya, iklimsel koşullara, sosyal, dinsel çerçevelerde, ekonomi ve eğitim alanındaki gelişmelere göre şekil alır. Bu nedenle Cape Town’da yaşayan aslan burcuyla Erzurum’da yaşayan ya da New York’da yaşayan aslan burcu oldukça farklı olacaktır.

 

NASA Ne Dedi, Biz Ne Anladık?

NASA aslında bir açıklama yapmadı. Çocuklar için eğitici temel düzeyde bilgilerin ve deneylerin olduğu NASA Uzay Mekanı isimli sayfasında 13 Ocak 2016 tarihinde, Takımyıldızlar ve Takvimler başlıklı  bir yazı yayınladı. Yazıda, bir çocuğun anlayabileceği kadar temel bir dille astronominin bir bilim ve astrolojinin ise hikayeler okumaktan farksız olduğunu, takımyıldızların aslında ne olduğu anlatılıyor. Bir de yukarıda bahsettiğim presesyon hareketi nedeniyle yüzyıllar önce değişmiş olan burç tarihlerini. Hepsi bu.

Medyaya adeta bomba gibi düşen bu haber aslında yeni değil, yıllardır bilinen, doğruluğu birçok deneysel çalışmayla ispatlanmış bilimsel bir gerçek. Sanırım ben de, 2004’de okuduğum bir ders kitabında bu bilgiye rastlamıştım.

İşin Acı Tarafı, Türkiye’de Bilim ve Bilim Haberciliği

Biliniz ki farkındalığımızı arttırmak zorundayız. Bu gibi asılsız meslekler ancak, geri kalmış, eğitim düzeyi düşük, henüz içinde yaşadığı Dünya’dan habersiz toplumlarda barınabilirler. Ve yine ne acıdır ki onlar tarafından yönetilirler.

Kaynaklar :

http://chandra.harvard.edu

http://astro.unl.edu/animationsLinks.html

http://spaceplace.nasa.gov/starfinder2/en/

http://astronomy.ege.edu.tr/

Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri, Genel Astronomi II Ders Notları