Şimdiye Kadarki En “Kalabalık” Gezegen Sistemi Bulundu

715

Dünya benzeri gezegen arayışında her geçen gün daha da şaşırtıcı sistemler keşfedilmeye devam ediyor. İki güneşli gezegenler, üç güneşli gezegenlerden sonra şimdi de ayrı ayrı gezegen sistemlerine sahip birbirine en yakın ikili yıldız sistemi keşfedildi.

one_up_tatooine_pic-950x632-700x432
Sanatçının gözünden HD133131 sistemi: İkili yıldız sistemindeki bir yıldız iki gezegene sahip iken, diğeri üçüncü gezegene ev sahipliği yapmakta. (Görsel: Robin Dienel/Carnegie)

Washington’da bulunan Carnegie Bilim Enstitüsü’nden bu ay yapılan açıklamada, HD 133131 A ve HD 133131 B olarak adlandırılan iki yıldızdan oluşan sistemin yörüngesinde 3 dev gezegen keşfedildiği açıklandı. Keşif, Şili’de bulunan Magellan Clay Teleskopu’na yerleştirilen özel bir spektrograf yardımıyla gerçekleştirildi. Çift yıldız sistemlerinde gezegen bulunması artık alışılagelmiş bir durum olsa da, birbirine bu kadar yakın iki yıldızın yörüngelerinde ayrı ayrı gezegenler bulunması ilk kez karşılaşılan bir durum.

oneuptatooine_0-950x712
HD133131 Sisteminin yapısı (Görsel: Timothy Rodigas/Carnegie.)

A yıldızı, yörüngesinde Jüpiter kütlesinde 2 adet gezegene sahip iken, B yıldızının yörüngesinde Jüpiter’in iki katı kütleye sahip bir gezegen bulunmakta. A ile B yıldızları ise birbirinden yalnızca 350 AU uzaklıkta. (1 AU Dünya ile Güneş arasındaki mesafe). Gezegen sistemine sahip çift yıldız sistemlerinde daha önce karşılaşılan en yakın mesafe ise 1000 AU. Karşılaştırmak açısından; Güneş Sistemi’nin bilinen en dıştaki gök cismi olan Sedna cüce gezegeninin Güneş’e olan uzaklığı 76 AU ile 942 AU arasında değişmekte. Sistemin oluşumunun ilk evrelerinde, İki yıldızın kütle çekim etkisine rağmen, aralarındaki kısa mesafede bu boyuttaki gezegenlerin nasıl oluştuğu merak uyandıran konulardan biri.

Güneş Sistemi’nin nasıl oluştuğuna ışık tutacak

protoplanetary-disk
Güneş Sistem’nin ilk evrelerinin bir canlandırması. (Görsel: NASA)

Güneş Sistemi’ndeki 8 gezegenin yörüngeleri büyük ölçüde dairesel olmasına rağmen, HD133131 sistemindeki gezegenlerin yörüngeleri ise oldukça basık (eksantrik). Bu da bilim insanlarının aklına, Güneş Sistemi’nin ilk zamanlarında Jüpiter ve Satürn gibi gaz devlerinin yörüngelerinin de aynı şekilde basık olup olmadığı sorusunu getiriyor. Büyük kütleli gezegenlerin basık yörüngeye sahip olması, eğer oluşum şansı bulabilmişse, Dünya boyutlarındaki gezegenlerin yörüngelerini istikrarsız hale getirebilmekte. Böyle bir ortamda, Dünya boyutlarında bir gezegenin ortaya çıkma şansı bulup bulamadığının anlaşılması da Güneş Sistemi’nin oluşum ve evrimini anlamamız açısından oldukça önemli.

Sistemin başka ilginç bir özelliği de Güneş Sistemi’ne göre metal açısından oldukça fakir olması. Bundan önce yalnızca 6 metal fakiri yıldızın çevresinde gezegenler bulunmuştu. Metal, astronomide evrendeki en temel iki element olan hidrojen ve helyum dışındaki diğer elementleri ifade etmek için kullanılıyor. Ağır elementler, gaz devlerinin oluşumu için de gerekli ise de, özellikle Dünya benzeri kayalık gezegenlerin ortaya çıkması için mutlaka gerekli bir hammadde. Astronomlar buna rağmen, HD 133131 sisteminin ise Dünya boyutlarında kayalık gezegenlere sahip olması olasılığını tamamen dışlamıyorlar. Yine de basık yörüngeye sahip gaz devlerinin uyguladıkları kütle çekimi etkisiyle küçük gezegenlerin güneşleri ile çarpışma rotasına girmiş olması veya tamamen uzaya savrulmuş olmaları olasılığını da göz ardı etmiyorlar.

Aynı gaz ve toz bulutundan ortaya çıkmış olmalarına rağmen A yıldızının metal yoğunluğunun B yıldızına göre çok az miktarda fazla olması da, bu olasılığı destekler nitelikte. Metal bakımından yoğun küçük gezegenlerin, A yıldızı ile çarpışması sonucunda yıldızın atmosferinin metal bakımından zenginleşmiş olmasının muhtemel olduğu belirtiliyor.

Kaynaklar:

CNN international

Universe Today