Jupiter’in küçük kardeşi Dünya’nın koruyucusu olması hep hoşuma giden bir fikir olmuştur. Bu, büyük kütle çekimini kullanarak Dünya ile çarpışma hattında olan gök taşı ve kuyruklu yıldızları saptırmasıdır. Belki de birini elinden kaçırıp dinazorların sonu nesli tükendiğinde, kendinini kötü hissetmiştir. Fakat yeni bir çalışma bu fikri şüpheye atıyor.

Jupiter’in koruyuculuk fikri bir süredir var. Shoemaker-Levy 9 kuyruklu yıldızının 1994 yılında parçalanarak Jupiter’e çarpması bu fikri yeniden güçlendirmişti. Fakat, Jet İtiş Laboratuvarı – JPL’den (Jet Propulsion Laboratory) Kevin Grazier, Jupieter’in koruyucu bir kalkan gibi davranarak kuyruklu yıldız ve diğer nesneleri Güneş Sistemi’nin iç kısımlarından yeniden yönlendirmekten ziyade, gezegenimsi cisimleri Güneş Sistemi’nin içine yöneltmekte.

raining-comets-lrg.en_-580x326
Kuyruklu yıldızlar tarafından bombardımana tutulan bir karasal gezegen çizimi. (Görsel Referansı: NASA/JPL-Caltech)

Güneş Sistemi’ni ilk zamanlarında şimdikinden çok daha fazla kalıntıya sahipti. İlk günlerde gezegenimsi cisimler arasında bir araya gelerek şimdiki gezegenleri oluşturma yarışı vardı. Gezegenler oluştuktan sonra hâlâ bir miktar gezegenimsi cisim vardı. Yeni çalışma, Jupiter’in içerideki kalıntıları temizlemekten ziyade bildiğimiz Dünya’nın oluşmasında, bir çok gezegenimsiyi Dünya’ya doğru fırlatmıştı.

Ocak 2016 Astrobiyoloji’de yayınlandığına göre, Glazier, Güneş Sistemi’nin bir simülasyonu yaptı ve bu simülasyonda 30.000 parçacık kullandı. Tüm partiküller “hayatı tehdit etmeyen” yörüngelerde başlatıldı fakat önemli bir kısmı simülasyon sonunda Dünya’nın yörüngesiyle kesişti.

Jupiter -ve Satürn- materyalleri sadece Güneş Sistemi’nin iç kısımlarına yönlendirmekle kalmıyor aynı zamanda bu materyalleri Dünya’nın kütlesine katılabilecek hızlara yavaşlatıyor.

Fakat bu gezegenimsiler Dünya’ya sadece kütle olarak katkıda sağlamadılar.ç Bunlar volatile’ler taşıyorlardı. Volatile’ler, düşük kaynama noktasına sahip element ve moleküllerdir. Bunlar atmosfer ve yer kabuğu ile ilişkilidir. Bu Volatile’lerden içeriğinde azot, hidrojen, karbondioksit ve diğerlerini barındıranları Yer kabuğunun büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Onlarsız, Yer yüzü çok farklı bir yer olurdu. Hayatın oluşmasına sebep olacak atmosfer hiç gelişmeyebilirdi.

Jupiter’in Dünya ve bildiğimiz şekliyle Güneş Sistemi evrimine katkıları açıktır. En büyük gezegen olarak etkileri inkar edilemez. Bu çalışmanın sonucu olarak, Jupiter’in oynadığı rolün iki tarafı olduğunu anladık. Çarpışma rotasındaki bazı nesnelerin yolunu değiştirerek koruyuculuk yaptığı gibi, Jupiter aynı zamanda gezegenimsi cisimleri ve onların üzerindeki hayat için gerekli Volatile’leri, yavaşlatarak Dünya’ya yönlendirmiştir.

Universe Today Sayfasında Evan Gough’un yazısından Türkçe’ye çevrilmiştir.

Kaynak: Jupiter Not the Planetary Protector We Thought it Was? – Universe Today